Honda Cbr250, Tek silindirli, sıvı soğutmalı, 26hp gücü ve 162kg ağırlığında olan bu spor motosiklet.
Tasarım olarak VFR1200'e benzetilmiş, hani biraz daha gövdeyi kalın yapıp arkayada 160'lik lastik taksalarmış 600'lük görünümüne epey yaklaşacakmış. Ancak kim ne dersen desin motor 250cc olduğunu belli ediyor.
Yepyeni harika göstergeleri, geliştirilmiş motor teknolojisi, yakıt ekonomisi, uygun parça fiyatları ve geniş servis ağı ile bu motor Türkiye şartlarında oldukça tercih edilesi bir model haline gelmiş durumda.
Ekonomiden bahsetmişken biraz rakamlara değinebiliriz, Örneğin 100'km 'de 3.0 ile 3.5 litre arasında ortalama yakıt tüketimi var, Eğer 100km hızlarda seyrederseniz 3 litrelere kadar düşüyor, ancak sürekli son hız da gitmeye çalışırsanız yakıt artıyor ancak bu artış korkulacak düzeylere hiç bir zaman çıkmıyor.
1000km bakımı, 60Tl tuttu, 6bin bakımında ise yine 60tl civarında bir bakım parası ödüyorsunuz. Motoru düşürüp devirirsenizde serviste sizi bir öcü beklemiyor, bazı karenaj parçaların rakamları bile 3 haneli seviyelere ulaşmıyor.
Sadece bir başlangıç motoru değil İstanbul'da işe gidip gelmek için çok ideal bir araç, sizi her türlü hava koşullarında başarı ile taşıyor, şehir içindeki kıvraklığı kadar yüksek hızlardaki verdiği güven de takdire değer.
Gazı açtımanızla 160'a gelmeniz her türlü koşulda mümkün. Ben uzun yol olarak Ankara'ya gidip geldim. Uzun yolda da herhangi bir yoruculuğu söz konusu değil. Bu sebeple joker motor diyebiliriz.
Frenlemeleri oldukça başarılı, kolay kolay kaymıyorsunuz, virajlarda herşeyi ile motor size teslim. Sürüş keyfi üst düzeyde. Her devirde cbr250 hakkını veriyor.
Yakışıklı bir motor ama sesi yok, hani tamam bazen 1 ve 2. viteste 10bin devirlere geldiğinizde ortalığı yırtıcak gibi bağırsada o sesi ancak kendisi duyabiliyor . Buna rağmen çevredikilerin ilgisini tasarımıyla çokça çekebiliyor, ışıklarda durduğunuzda, motoru park ederken yada benzin almaya gittiğinizde mutlaka size birşeyler sormak için yanınıza geliyorlar.
Eksi yanları ? Her motorun eksik yanları ve bir kusuru vardır, ancak ben bu motorda bir kusur göremedim. Ancak insanın tercihlerine göre eksikleri mutlaka vardır buna her insan kendi karar vermeli. Ben aynaların görüş açısını beğenmemiştim gidip küçük aynalarla destekleyip bu sorunu çözdüm.
Elbette daha fazla bagaj kapasitesi vs insan istiyor ama bu tarz motor kullanacaksanız sırt çantası ile tanışmayı öğrenmelisiniz.
Artçı ile vedalaşın; Bu motor tek kişi için yaratılmış, artçınızla 30km den daha fazla yollara giderek ona ve kendinize yazık etmeyin. Ne doğru dürüst tutunacak yeri ne konforu var. Şahsen ben Cbr250'ye artçı olmak istemezdim. Buna rağmen bir arkadşımla Cbr ile Bursa'ya gidip geldik her ne kadar çok şikayetçi olmasada o yolu bu şekilde bir daha tekrar gitmek istemezdi
Herşey kontrol altında, Motor size tam hakimiyet veriyor, sizden habersiz bir yere gitmiyor, dizginleri elinize vererek buyur sahip diyor. Altınızdaki 26 beygir güç düşündüklerinizi size yapmanıza izin veriyor. Yüksek süratlerde sarsıntı ve güvensizlik vermiyor. Bu hızlarda frenlediğinizde de sorun çıkarmadan duruyor.
Lastiklerin iyi olmadığını söyleyenler var, ancak ben 13.000km ye gelmeme rağmen sadece bir kaç kez kayma yaşadım ama o şartlarda her lastik kayardı herhalde. Özellikle ısındığı zaman asfaltı çok iyi tutuyor, 150 ile viraja girdiğim bir yol biliyorum.
Scooter'dan geçiş Çok değişik ve ilk başta gerçekten zor. Trafik bilginizin yanı sıra artık teknik bilgilerinizi de konuşturmanın zamanı geliyor. Vites, Debriyaj ilişkisi, motoru kontrol ederken kol ve bacak kuvveti scooter'dan sonra alışık olmadığımız daha bir sürü şey. Elbette tüm bunlar motorda daha fazla hakimiyet kurmanızı sağlıyor ve kısa sürede alışıyorsunuz.
Bagaj konusunu ben Depo üzeri çanta ve sırt çantası ile çözüyorum oldukçada iş görüyor.
Kimler tercih etmeli. En doğru motor sizin tüm ihtiyaçlarınızı maksimum oranda karşılayabilen bir motordur. Cbr 250'yi kullanım amacınıza uyup uymadığını tartarak tercih edebilirsiniz. Ekonomi, Tasarım, Teknoloji, sizin kullanım amaçlarınızı etkiler mi bilmiyorum ancak Cbr250 ile mesela
Şunları yapabilirsiniz. İşe gidip gelmek için ideal, Arada sırada uzun yollar yapabilirsiniz ve yorulmazsınız, Arkadaş toplantılarına katılır, küçük gezilere gider, yanlızlığınızda istediğiniz yere özgürce teker çevirirsiniz, Tasarım ve estetik mutlu olmanızı sağlar, motor sürüş keyfi yaşatır. Serviste mutsuz tablolarla karşılaşmazsınız.
Şunları yapamazsınız Artçı taşıyamazsınız, taşısanı da bu iki tarafıda mutlu etmez, bagajı doldurup uzun yollara çıkamazsınız çünki bagaj taktığınızda tüm karizma biter (tercih eden arkadaşlar var saygı duyuyorum), ayrıca yüksek hızlarda (160km/hz üzeri sürekli ) yolculuk yapamazsınız
Netice itibari ile; Kontağı açtığınızda aklınızda acaba motorumda bir sorun varmı, beni yolda bırakırmı acaba şurası sorun çıkarır mı diye düşünmüyorsunuz, hatta o kadar güveniyorsunuz ki acaba radyotörün suyu eksilmiş mi diye bile hiç bir konuya endişe etmiyorsunuz, size bu güveni Honda markası mı yoksa Türkiye'deki servis ağımı veriyor bilmiyorum ama bu güveni seviyorum.
. Buna rağmen çevredikilerin ilgisini tasarımıyla çokça çekebiliyor, ışıklarda durduğunuzda, motoru park ederken yada benzin almaya gittiğinizde mutlaka size birşeyler sormak için yanınıza geliyorlar.